19 Aralık 2018 00:21

Yeni yıl ve asgari ücretin belirlenmesine bir adım kala

Yeni yıl ve asgari ücretin belirlenmesine bir adım kala

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Yeni yıl yaklaştıkça işçiler, her kesimden emekçiler, “muhasebe” yapıyorlar. Ama, şirketlerin bilanço kapatması ya da yeni bütçe hazırlaması gibi değil bu muhasebe. “Bu yılı bir biçimde bitiriyoruz da bir dahaki yıl nasıl geçineceğiz”in muhasebesi.

Çünkü 24 Haziran seçimlerinden sonra eli nispeten rahatlayan sermaye ve hükümetleri, krizin faturasını halka kesmek için bir hayli adım attılar:

- Yaygın “işten çıkarmalar” (daha çok gönüllü çıkışları teşvik biçiminde) yaparak,

- “Ücretsiz izin” yöntemini kullanarak,

- “Kriz var” gerekçesiyle ücretli fazla mesaileri kaldırıp, “Çalışma yoğunluğunu artırıp” aynı üretimi (hatta daha fazlasını) yaparak,

- Ürettikleri malların fiyatlarını üretim masraflarındaki artıştan daha fazla artırarak,

- “Konkordato ilan ederek”... krizin faturasını işçiye, emekçiye yıkma yöntemlerini kullandılar.

Başka bir söyleyişle krizin faturasını halka çıkarmak için patronlar, ellerindeki imkanları hızla devreye sokuyorlar, süreç ilerledikçe daha da sokacaklarını söylemek için kahin olmak gerekmiyor.

Sermaye ve hükümetinin krizin yükünü işçilere yıkması için atacağı diğer adım ise, 7 milyon asgari ücretli işçinin önümüzdeki yıl nasıl geçinecekleri sorusuna yanıt olacak olan  “asgari ücret”in ilan edilmesi olacak.

Büyük olasılıkla asgari ücret, Asgari Ücret Tespit Komisyonunun 20 Aralık’taki toplantısında olmazsa, bir dahaki hafta içinde yapacağı toplantıda belirlenecek.

Dolayısıyla bu yıl asgari ücret, sadece “asgari ücret”in miktarıyla değil, krizin asgari ücretliye çıkarılan faturasının ifadesi de olacak. Ki, eğer asgari ücret, sermayenin talebine yakın tespit edilirse, asgari ücret krizin faturasının önemli bir kesiminin asgari ücretliye yıkılması olacak. Eğer tersi olur, işçilerin isteklerine yakın belirlenirse de krizin yükünün daha az bölümünün asgari ücret üstünden işçilere yıkıldığının göstergesi olacak.

Ancak gelişmelere, patronlar cenahından çakılan sinyaller, krizin yükünün mümkün olduğu kadar çoğunun asgari ücretliye yıkılması konusunda asgari ücretlinin gözünün yaşına bakılmayacağını gösteriyor. Çünkü, gerek Türk-İş, gerek DİSK, gerekse emek cephesinden çeşitli odakların “2 bin TL+enflasyon farkı”ndan (Türk-İş), “2 bin 800 TL"ye (DİSK) kadar belirledikleri rakamlar var. Ancak asgari ücretin bu rakamlara yaklaşması için işçi cephesinden bir müdahale yapıldığını gösteren işaretlerin olduğu da söylenemez. İşçi cephesi bugünden sonra bu konuda süreci belirleyecek bir adım atar mı bu da tartışmalıdır. Kaldı ki, Türk-İş Başkanının “Bu daha ne kadar böyle gider bilmiyorum ama Fransa’da bu işin yürümediğini gördük” içerikli sözlerine karşı verilen tepki, elbette ki çok manidardır. Bahçeli, Erdoğan ve “havuz medyası”ndan Türk-İş Başkanının ‘Sarı Yelekliler’e yaptığı atıf “eylem çağrısı” olarak gösterilip; buna cüret edenlerin karşısına MHP’nin “kara gücü” olan ülkücülerin, 15 Temmuz’da sokağa çıkanların çıkarılacağına kadar tehditler yapılması boşuna değildir.

Bu da gösteriyor ki; sadece işçi tarafından öne sürülen miktarın değil, “Asgari ücretin vergi dışı bırakılması” ve asgari ücret tespitinin bir TİS gibi ele alınması, anlaşmazlık durumunda işçinin “Grev hakkının doğması” gibi asgari ücretin tespitini demokratikleştirecek talepler de tamamen göz ardı edilmiştir.

İster asgari ücretli ister toplu sözleşmeli işçi, “muhasebeyi” sadece; “Elime şu kadar geçecek bununla ailemi nasıl geçindiririm, ek iş mi yaparım, gece taksiye mi çıkarım, yoksa her ihtiyacımı asgarinin de altına mı düşürürüm”... diyerek değil de; “Nasıl mücadele edersem kendim ve çocuklarım için insanca yaşayacak bir ücret elde edebilirim” diyerek, ortak talepler etrafında birleşerek, tüm sınıf olarak bir mücadeleyi esas alan bir anlayış üstünden yaparsa iyi bir muhasebe yapmış olur.

Aksi halde her yıl bir önceki yılı “aratmaya” devam edecektir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...