28 Nisan 2024 14:40

Kürt gazetecilere "basın yapılanması" suçlaması: Yargılanan gazeteciliktir

Mesleki faaliyetlerinden kaynaklı tutuklanan gazeteciler “Yargılanan gazeteciliktir. Vazgeçmedik, şimdi de vazgeçmeyeceğiz” diye kaydetti.

Esra Solin Dal, Mehmet Aslan ve Erdoğan Alayumat | Fotoğraflar: MA

Paylaş

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, son bir haftada yapılan gözaltılara dair sosyal medya hesabı "X" üzerinden açıklama yaptı. Yerlikaya, 19 ilde 147 kişinin gözaltına alındığını duyurdu. Gözaltı operasyonlarının Adıyaman, Ağrı, Mardin, Diyarbakır, Urfa, Siirt, Erzurum, Şırnak, Van, İstanbul, Ankara, Aydın ve Antalya'nın da aralarında olduğu kentleri kapsadığı belirtildi. Yerlikaya, gözaltına alınan kişilerin "örgüt propagandası yapmak", "örgüt üyesi olmak" ve "örgüte yardım etmek" iddialarıyla suçlandığını ifade etti. Yerlikaya, ayrıca gözaltına alınan gazetecileri ise "örgütün basın yapılanması" içerisinde yer almakla suçladı.

BENZER İDDİALAR

Gazetecilere dönük son yıllarda yapılan tüm operasyonlara, benzer iddialar gerekçe yapıldı. Diyarbakır ve Ankara merkezli 2022 yılında yürütülen soruşturmalar kapsamında 5 ay içerisinde 33 gazeteci gözaltına alındı. Sınır ötesi operasyon ve seçim gündemleri öncesi yapılan operasyonlarda gözaltına alınan gazetecilerin tümüne aynı iddialar yöneltildi. Ancak her iki operasyonda gözaltına alınan gazeteciler, ilk duruşmalarda tahliye edildi. 
 
İstanbul, Ankara ve Urfa'da 23 Nisan'da da Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri Mehmet Aslan ve Esra Solin Dal, Yeni Yaşam Gazetesi çalışanı Enes Sezgin ile gazeteciler Saliha Aras, Yeşim Alıcı, Beste Argat Balcı, Şirin Ermiş, Doğan Kaynak ve Erdoğan Alayamut gözaltına alındı. 26 Nisan'da adliyeye sevk edilen gazetecilerden Mehmet Aslan, Esra Solin Dal ve Erdoğan Alayumat tutuklandı. Diğer gazeteciler ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. 

TUTUKLANAN GAZETECİLER: BİZ DEĞİL GAZETECİLİK YARGILANDI

İstanbul merkezli soruşturma kapsamında 23 Nisan’da yapılan ev baskınlarında gözaltına alındıktan sonra “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklanan Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri Esra Solin Dal, Mehmet Aslan ile Özgür Basın çalışanı Erdoğan Alayumat, avukatları aracılığıyla mesaj gönderdi. 

Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nden mesaj gönderen Dal, mesajında şunları belirtti: "Mahkemede aslında Mezopotamya Ajansı (MA) çalışanları yargılanmadı, gazeteciliğin kendisi yargılandı. Bize neden haber yaptığımız ve neden gazeteci olduğumuz soruldu. Bunun hukuki bir karar olmadığını, hakikati engelleme çabasıyla verilmiş siyasi bir karar olduğunu biliyoruz. Ancak hakikatin gün yüzüne çıkma gibi bir huyu vardır. Baskı ve yıldırma politikaları hep vardı. O zamanda vazgeçmedik, şimdi de vazgeçmeyeceğiz. İçeride de haber yazmaya ve hakikati haykırmaya devam edeceğiz. Özgür basın susturulamaz.”

"KALEMİMİZ ARKADAŞLARA EMANET"

Gazeteci Erdoğan Alayumat da Metris Cezaevi’nden gönderdiği mesajında, “Dosya, gazetecilik mesleğini kriminalize etmekten başka bir şey ifade etmiyor. Yaptığımız haberlerle yargılanıyoruz ama gazetecilik mesleği mahkeme salonlarında yargılanamayacak kadar önemli ve yüce bir meslek. Bu dosyalar bugüne kadar hep boşa düştü ve bundan sonra da boşa düşmeye devam edecek. Apê Musalardan, Hrant Dinklerden, Metin Göktepelerden devraldığımız bayrağı taşımaya devam edeceğiz. Şimdilik kalemimiz dışarıdaki arkadaşlara emanet" diye belirtti.

"KÜRT BASININ BASKI GÖRMESİ BUGÜNÜN MESELESİ DEĞİL"

Gazeteci Mehmet Aslan da şu mesajı gönderdi: "Kürt gazetecilerin tutuklanması ve baskı görmesi bugünün meselesi değil. 126 yıldır Kürt basını bu cenderenin içinde varlık mücadelesi gösterdi. Kürt basınının direnişi de bugünlük değil, o da tarihsel bir boyuttadır. Bugün bizim özelimizde Kürt basını üzerinde bir saldırı var. Bu saldırının temel nedeni bellidir, farkındayız. Bu farkındalık ve bilinçle her adımımızı atıyoruz. Bizim tarihe, halka karşı sorumluluğumuz ve borcumuz var. Bu borcumuzu hakikatleri yazmaya devam ederek, ödemeye çalışıyoruz. Tutuklanmamızın bir özel nedeni de Abdullah Öcalan ve tecrit konusunda yaptığımız haberlerdir. Bu da Abdullah Öcalan’ın Kürt sorununun çözümünde ne kadar önemli bir aktör olduğunu göstermektedir. Bunun için bu meseleye incelikli yaklaşmak gerekiyor. Herkese selamlar, sevgiler."

TUTUKLANAN GAZETECİLERE DESTEK

Meslektaşlarının tutuklanmasına tepki gösteren gazeteciler de "Arkadaşlarımızın özgür basın geleneğindeki ısrarını bizler devam ettireceğiz” dedi.

Gazeteci Hayri Tunç, gözaltı ve tutuklama politikasının nedeninin gazetecileri susturmak olduğunu belirterek, “Aynı haberler yapılmaya devam edilecek. Faşizmin sertleştiği yerlerde ilk olarak özgür basın çalışanları hedef gösterilir. Bu arkadaşlarımız sahada birebir çalıştığımız, kendilerine yönelik baskılara rağmen gerçeğin peşinde koşan arkadaşlarımız. Bugün özgür basın çalışanlarına yapılan baskı onlarla sınırlı kalmaz. Yalnız bırakılmamaları lazım. Arkadaşlarımızın yaptığı haberler Türkiye tarihinin en önemli haberleriydi. Türkiye’de yaşanan ve kimsenin görmediği hak ihlallerini bu arkadaşlar ortaya çıkardı. Basın kurumlarının, sendikaların, sivil toplum örgütlerinin susması demek yarın onların uğrayacakları ihlallerin hiçbir şekilde duyulmaması demek olacaktır” diye belirtti.

"ÖZGÜR BASIN GELENECEĞİ SÜRECEK"

Gazeteci Elif Bayburt, tutuklanan gazetecilerle omuz omuza çalıştıklarını, tutuklamanın asıl nedeninin gerçeklerin halka ulaştırılması olduğunu dile getirdi. Bayburt, “Kürt halkından, ezilenlerden, işçilerden, kadınlardan, gençlerden yana bir gazetecilik tercih ettikleri, bu kesimin sesini duyurdukları için arkadaşlarımız bir kez daha tutuklandı. Yıllardır bu operasyonlara tanıklık ediyoruz. Bir kez daha arkadaşlarımız tutuklandılar. İktidar, içinde bulunduğu meşruiyet krizini aşmak ve bunu görünmez kılmak için yeni savaş politikalarını hızlandırırken ilk yaptığı şey elbette bu savaş politikalarını teşhir eden gazetecileri hedef almak ve tutuklamak oluyor. Bu saldırılara alıştık ama uzlaşmadık, uzlaşmayacağız da. Arkadaşlarımızın Özgür Basın geleneğindeki ısrarını bizler devam ettireceğiz. O sebeple arkadaşlarımızın kalemini, kamerasını biz devralacağız ve onların bıraktığı yerden devam edeceğiz” diyerek, tepki gösterdi.

"ASIL SUÇLULAR ORTADA"

Gazeteci Emre Orman ise, şu sözlerle tepkisini dile getirdi: “Bu arkadaşlarımız tecrit, Kürt sorunu gibi bu ülkenin en büyük meselelerini haberleştirdikleri için hedef alındılar ve bu ilk değildi. Bu işe girerken bunu yaşayacaklarını zaten biliyorlardı. Bu ülkedeki gerçek sorunlarla ilgilenmenin bedeli ‘terör’ yaftasıdır. Biz aslında neyin ne olduğunu söylüyoruz. Terör suçlamasını hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. Biz terörist, suçlu değiliz. Asıl terörist yaptığımız haberlerle ortadadır. Kimlerin terör yarattığı, suç işlediği ortadadır.” (MA)

ÖNCEKİ HABER

1 Mayıs 1977'te katledilen işçiler Taksim'de anıldı

SONRAKİ HABER

AKP seçmeni partisinden rahatsız

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...