29 Temmuz 2022 11:32

Fidan olarak çıkış yaptı, çınarlaştı İlhan İrem

İlhan İrem

Fotoğraf: Wikipedia

Paylaş

Henüz 67 yaşındaydı İlhan İrem; dün gece yarısı hayatını kaybettiğini öğrendiğimde kardeşimi, yakın akrabamı kaybetmiş gibi üzüldüm. Son günlerde arka arkaya tanıdığımız, sevdiğimiz sanatçıların ölüm haberlerini almak çok üzücü, sarsıcı. Gittikçe eksiliyor, kimsesizleşiyoruz; anılarımız ıssızlaşıyor. Daha önce Evrensel’de yazdığım bir yazının başlığı “Siz orada çoğalırken, biz burada ‘çok eksiliyoruz”du. Sinema ve tiyatrodan Altan Karındaş, Hakan Dilek, Rasim Öztekin, Aytekin Çakmakçı, Ertem Göreç, Serdar Selvidal, Mehmet Ezici, Gül Vergon, Ekrem Gökkaya, Oktay Yavuz; edebiyat dünyasından Demir Özlü ve Erol Toy’u yitirdiğimiz günlerdi.

Sonrasında da yaprak dökümü acımasızca sürdü. En son Cüneyt Arkın ve Erden Kıral da bize eserlerini, hatıralarını bırakıp yıldızlara karıştı. Daha onların acısını atlatamadan şimdi de İlhan İrem’i kaybetmenin acısını, üzüntüsünü yaşıyoruz.

Ahmet Kaya “Nerden Bileceksiniz” şarkısında “bir fidandım derildim” der, İlhan İrem de fidan olarak çıkış yapıp, derilip çınarlaşan sanatçılardandı.

Tek kanallı siyah-beyaz televizyonlu, eve kapandığımız yıllarda televizyona çıktığı ilk geceyi anımsıyorum, Halit Kıvanç çıkarmıştı programında yanlış anımsamıyorsam. Hayatımda ilk kez fan kulübüne mektup yazıp üye olduğum şarkıcıydı. O günlerin Hey dergisinde görüp fanları arasına katılmıştım, cevaben bugün de sakladığım bir fotoğrafını göndermişlerdi.

Sözler yazdı, şarkılar, senfoniler söyledi, şiirler, kitaplar, köşe yazıları yazdı. Özel hayatında gösterişten uzak sessiz sedasız münzevi bir hayat yaşadı. Mistikti, duyarlıydı... her ölüm gibi gidişi de çok erkendi...

Evrensel’de yayınlanan 2011 yılında Özer Akdemir'e verdiği röportajın başlığı “İnsan kalmayı seçtim”di ve İlhan İrem o söyleşisinde "Dünyaya, doğaya, insana yapılan zulümlere, haksızlıklara sessiz kalan… Çevre, kültür, tarih katliamlarına seyirci kalan herkes suç ortağıdır" diyordu. 1990’lı yıllardan itibaren kendi deyimi ile “Popüler kültür vitrininden çekilen” İlhan İrem Özer Akdemir’in “Bu süre içinde neler yaptınız?” sorusunu bugün bile birçoğumuza hayat dersi olabilecek şu cümlelerde yanıtlıyordu: “Makas değiştirip seksenli yıllar boyunca senfonik rock tarzında çalışmalara yöneldim. Daha az da olsa, o yıllarda gazetelerde, radyo ve televizyonlarda yer almayı sürdürüyordum. Ancak doksanlarda gelen çok daha büyük ucuzluk ve duyarsızlık dalgası ile popüler kültür vitrinlerinden tamamen çekilmeye karar verdim. Yaklaşık yirmi yıldır bu kararımı uyguluyorum. Sadece fizik olarak yokum… Yayınlamayı sürdürdüğüm albümlerimle kalabalık bir dinleyici kitlesi bir şekilde buluşuyor. Doğanın, insanın, sevginin, sanatın çöküşünü izlemek acı verici… Dünyanın ölümünü görmemek için yaşarken kendimi öldürdüm ve başka bir boyutta yeniden doğdum. Kâinatın ve hayatın zerrelerine girdim. Ruhu ölmeyenler için sevinçler ve kederler çok daha derinlerde ve daha yakıcı… İçimdeki cennetlerde, açık yaralarından canı yanan ve asla teslim olmayan güzel ruhlarla buluşup kendi cumhuriyetimizi kurduk. Çağın sorunu insanların ruhlarını yitirerek otlaşmaları… Türkiye bu anlamda bitkisel hayata girmiştir.   Dünya dev bir alışkanlıklar hapishanesinde ölüyor… Üstelik hiç kimse hiçbir şeyin farkında değil. Mutlu bir biçimde tüketip, tükeniyorlar.”

İlhan İrem hayatını dolu dolu yaşadı, Keşfettiği “İçimdeki cennetlerde açık yaralarından canı yanan ve asla teslim olmayan güzel ruhlarla” buluştu “Ruhu ölmeyenler için üretti, yazdı, söyledi.

Bildiğimiz adıyla İlhan İrem, doğum adıyla İlhan Aldatmaz, 1 Nisan 1955 yılında Bursa'da doğar. 1969'da ortaokul son sınıftayken, okul orkestrasının solisti olarak müziğe ilk adımını atar. 1970'te Milliyet gazetesinin düzenlediği liselerarası müzik yarışmasında "Meltemler" adını verdikleri orkestra ile Marmara Bölgesi birincisi olur. Aynı orkestrayla 1970-1973 arasında Bursa'da çeşitli otellerde dans müziği şarkıcılığı yapar. 1973'te kendi imkanlarıyla ilk 45'lik plağını çıkaran İlhan İrem’in, 1973-1981 arasında, 10 adet 45'liği yayımlanır. 1979'da yayımladığı senfonik yapıdaki "Sevgiliye" uzunçalar plağıyla akademik bir çalışma yaparak, müzik yaşamında yeni bir yola giren İlhan İrem "Sevgiliye" albümünde kendi yazdığı sözler dışında, bir Nazım Hikmet şiiri olan "Hoşgeldin"i besteleyip seslendirir.

“Yalnızca kendi yapıtlarını seslendirmeyi sürdüren, kendine özgü bir ekol oluşturan İrem, 1980'li yıllarda öykülerini besteleyerek kurguladığı uzun soluklu müzik yapıtlarıyla, senfonik rock tarzında çalışmalara yönelir.”

İlhan İrem müzik dışında yazın alanında ürünler verip kitaplar yayınlarken, (hikayeleri, denemeleri, şiirlerinin yer aldığı beş kitabı yayımlanır) resim çalışmaları da yapar., Bursa, Ankara, Antalya, Kuşadası, Dikili, İstanbul, Gölcük ve İzmir'de kişisel resim sergileri açar. Birçok ödül alan İlhan İrem 7 altın plak kazanır.

İlhan İrem’in okumanızı önerdiğim kitapları şöyle; “Pencere... Köprü... Ve Ötesi...” (Öykü / 1985), “Uzaklarda Biri Var” (Denemeler / 1987), “Katastrof” (Şiirler / 1990)”, “Delirium” (Denemeler / 1994), “Millenium / Sanalizasyon Fareleri, Yarasalar ve Diğerleri” (Denemeler / 1998), “Siyah Kuğunun Şarkısı” (Senfonik Şiir /2007), “Güneş Ülkesinin Karanlık İnsanları” (Denemeler / 2014)

Yaşam öyküsü, müzik, yazı ve resim çalışmalarıyla ilgili bilgilenmek için İlhan İrem’in kendi web sitesinden yararlanabilirsiniz: http://www.ilhanirem.net/

Sağlığında hakkında kitaplar yazılan “Ölümsüz Ozan” (Ersin Kamburoğlu, Hakan Taştan), “Işığın Aşkıyla” (Özlem Süyev Zat),İlhan İrem ilk kitabı Pencere…Köprü…Ve Ötesi” Önsöz’ünde şöyle demişti:

Bundan üç-dört sene önce…

Bindokuzyüzseksenbirde…

Eli tüfekli asker posterleri gibi değil ama… (WHY)

Daha derinden bir soru sordum kendime:

"NEDEN?" Dedim…

"Neye neden?.. " Değil ama…

Nedenin kendisini öğrenmek istedim…

Neden varım? …

Neden yokum? …

Var mıyım?.. Yok muyum? …

Nereye yolculuğum?..

Neden seviyorum?..

Neden sevmiyorum? …

Neden gülmüyorum?..

...müyorum… Neden?..

NEDEN? …

Bu yaşlarda böyle olur…

Her bi şeyin nedenini sorar insan…

Ben de sordum.

Bi de aldığım yanıtları oturup besteledim…

Yetinmedim, bu besteleri üç ayrı uzunçalarda topladım…

Plaklarda, Şarkılarda anlattıklarımı "Çağdaş masal" diye yazdım

Üstüne üstlük…

Bu da yetmedi… Utanmadım…

Kitap yaptım yazdıklarımı…

Seni çok özleyeceğiz İlhan İrem, unutmayacağız. Sözlerin ve sesin hep kulaklarımızda olacak. Sen benim gençliğimdin… İçinin cennetinde ve bizde yaşayacaksın…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...