19 Mayıs 2018 23:42

Gregor Samsalaşmamak isteyenlerin oyunu: Dönüşüm

Kafka'nın Dönüşüm’ünü sahneye taşıyan Altkat Sanat Tiyatrosu ile oyunu ve 'Dönüşüm'ü konuştuk.

Fotoğraf: Altkat Sanat Tiyatrosu Basın Bülteni

Paylaş

İsmail AFACAN
İstanbul

Kafka, Dönüşüm’ü 104 yıl önce yazsa da romanında işlediği konular bugün güncelliğini korumaya devam ediyor. Yabancılaşma, baskıcı otoriter yaklaşım, mutsuzluk, kendi içine kapanma ve aile içerisinde kimlik sorunu... Savaşın ortasındaki bir coğrafyada, anlayışın ve hoşgörünün her gün biraz daha tükendiği bir toplumsal atmosferde, hangimiz az ya da çok biraz kendimizi Gregor gibi hissetmiyoruz? Kimileri dönüşerek, kimileri dönüştürülerek...

Altkat Sanat Tiyatrosunun iki yıldır sahneye taşıdığı “Dönüşüm” oyununda, izleyenleri Gregor ve ailesinin hikayesini anlatarak izleyicilere sistemin şekil verdiği bireylere dönüşmeyelim diyor. İnsanın vicdanına seslenerek... İzleyenleri kapitalizmin yarattığı insan ilişkileriyle yüzleşmeye davet ediyor.

Hemen belirtelim mayısın son haftasında sahneleyecekleri üç oyunla bu sezonu kapatıyor Altkat’ın Dönüşüm’ü... Ayrıca oyunun baş kahramanı Gregor’u canlandıran Genç Oyuncu Erkan Akbulut, Afife Jale Yılın En Başarılı Genç Kuşak Sanatçısı ve Üstün Akmen  Teşvik Ödülü’nü kazandı. Ödüllü bir sezonu geride bırakan “Dönüşüm” oyununun Yönetmeni Müge Saut’la oyuna dair sohbet ettik. Oyunun sahnelendiği Altkat Sanat Tiyatrosunda...

Neden Kafka’nın Dönüşüm’ünü oyunlaştırma ihtiyacı hissettiniz?

Gönlümüzde olan bir oyundu. Yıllardır yapmak istiyorduk. Gerek oyuncu, gerekse reji anlamında sorunlarımız vardı. Diğer taraftan yabancılaşma mevzusu günümüze öyle oturuyordu ki Dönüşüm’ü sahnelemenin artık zamanı gelmişti. İnsanın yüreğine dokunmak, vicdanını sorgulatmak için...

‘KAFKA, BİZE ÇOK GÜZEL YOL GÖSTERİYORDU’

Bugünden baktığımızda Dönüşüm ne ifade ediyor?

Franz Kafka’yı iyi anlamak gerekiyor. Dönüşümü 1915’te yazmış Kafka... Dünyada bir savaş ortamı var. Büyük felaketlerin yaşandığı, insanların birbiriyle iletişiminin koptuğu zamanlar. Dönüşüm’de yabancılaşma, baskıcı otoriter yaklaşım, mutsuzluk, kendi içine kapanma ve aile içerisinde kimlik sorununa dair mevzular o kadar iyi işlenmiş. Bugün de benzer sorunlarla karşı karşıyayız. Bugünden baktığımızda aslında bize çok güzel yol gösteriyordu. Tabii doğru deşifre edersen Kafka’yı...
 
Peki Kafka’nın Dönüşüm’ü ile Altkat Sanatın Dönüşüm’ü arasında ne gibi farklılıklar var?

Kafka’nın Dönüşümü’nde Gregor’un ailesiyle ve patronuyla olan ilişkisi vardı. Altkat’ın Dönüşümü’nde ise günümüz toplumuna ve insanına denk düşen, onunun vicdanını yakalamak isteyen bir yaklaşım var. Romanın kendisi oldukça etkileyici ama sahneye taşıdığımızda bizim bakış açımızı anlatmaya yetmeyebilirdi. Biz günümüz insanının bilincini ve vicdanını açığa çıkartmak, nasıl davranırsa daha iyiye gidebiliri düşündürmek istedik. Bu hale gelmeyin hayatınız sizin elinizde dedik. Bu da amacına ulaşmış gibi görünüyor seyircide. Çok fazla olumlu geri dönüş alıyoruz.  

‘YAŞAMA BİR ÇENTİK ATTIK İÇ SESLE’

Altkat Sanat yorumunda iç ses karşımıza çıkıyor. Sanki toplumun vicdanına oyundaki iç sesle ulaşmaya çalışıyorsunuz?

Oyunda kullandığımız iç ses, günümüz toplumuyla yüzleşme noktası kişinin. Romanda yabancılaşma aile ve Gregor üzerinden gösterilirken, oyunda bu dengeyi kuran iç ses. İç sesisin söylemiyle birlikte düşünmeye aktif olarak katılıyor seyirci. Yoksa sıradan bir şekilde izlerdi oyunu. Biz, mekanik yaşama bir çentik attık iç sesle... Böyle bir hal var ortada, siz de böyle yaşıyorsunuz ama vicdan diye bir şey var rahat mısınız? Yüzleş bununla diyoruz.  

Anne, baba, kardeş, patron, kiracı... Gregor’u düşünen yok, hepsi kendi çıkarını düşünüyor...

Anne bir kere babaya tapan, o ne derse yapan biri. Sadece anne olmasından kaynaklı küçük bir travması var. Ama pasif bir kadın hiçbir yardımı olamaz Gregor’a, irade koyamaz. Baba ne derse o olur. Maalesef çıkarları karşılanmıyorsa öz oğlundan vazgeçecek bir insandır. Günümüzde bunun bir dolu örneğini görüyoruz zaten. Greta’ya baktığında saf, temiz ama onun da çıkarları var. Konservatuvara gitmek için hayal kuruyor. Gregor, çalıştığı için daha rahat yaşıyorlar. Seviyor abisini ama  bir noktadan sonra abisini bakmak ona zül geliyor.

Herkeste çıkar üzerinden yürüyen bir ilişki ağı var. Hiçbiri Gregor’u anlamak için çaba sarf etmiyor. Onlar için Gregor, para kazanıyorsa iyi ve güzeldir. Böyle midir hayat. Bence böyle olmamalıdır.

Oyundaki bireyler arasındaki diyaloglar aslında bir monolog. Kimse birbirini anlamıyor?

Zaten sistem insanı anlamak istemiyor. Sistem istediği dünyayı yaratmak için var. Bireyi yok etmek üzerine bir savaş var. Otorite sahibi olanların zaten doğru bir iletişim kurmak gibi bir çabaları da yok.

Oyunun finalinde ailesi, Gregor’un cansız bedenini çöp poşetinin içine koyarak evden çıkarıyor. Romanda olmayan bir sahne...Altkat Sanat yorumunda çöp poşeti metaforu karşımıza çıkıyor. Neden çöp poşeti?

Kafka’nın Dönüşümü’nde Gregor’u kimse anlamadığı ve iletişim kuramadığı için hayattan bir vazgeçiş vardır. Giderek yaşam alanı daralır ve hayattan soyutlar kendini. Finale doğru da ölür.

Bizim yorumumuzda Gregor’un ölüsü ailesi tarafından çöp poşetine konarak evden çıkarılır. İnsanın nasıl değersizleştirildiğini, çöp haline getirildiğini aktarmaya çalıştım finalde. Çünkü poşetin içindeki belki sensin ya da sen olabilirsin.

SIKIŞMIŞLIK HİSSİYATI İZLEYİCİYE GEÇMELİYDİ

Oyundaki dekorlara dair birkaç sorum var. Birincisi zeminin naylon olması. Bilinçli bir tercih galiba...

Zemine serdiğimiz naylonu hep izole edilmiş, sıkıştırılmış bir yaşamı anlatmak için düşünmüştüm. Sahneye de çok yakıştı. Daha büyük olmasını istiyordum ama olmadı.

Oyundaki Gregor’un yatağı sabit değil hareketliydi...

Oyunda sadece hareketli bir yatak var. İstesek koca koca dekorlar yapabilirdik ama burada şunu zorlamak istedim: Gregor oyunun merkezinde bir karakter ve hep orada kalmalıydı. Ama hareket halinde olmalıydı. Herkes tarafından görülen küçücük bir alana sıkışmış hissiyatı izleyiciye geçmeliydi.  

KAPİTALİZMİN BİREY ÜSTÜNDEKİ ETKİSİYDİ

Oyundaki karakterlerin hepsinin üzerinde etiket olması dikkat çekiciydi?

Düşünmesini sağlamaktı aslında. Yetmezse eğer vicdan küçük küçük görseller yollamaktı aklına. İnsanın üzerinde, malzemelerin üzerinde gördüğü etiketlerden  ne düşünüyorsa o çıkarsamaları yapsın istedim. Etiket imgesiyle benim anlatmak istediğim insanların birbirlerinin üstüne basma hırsı, isim olma derdi ve tamamıyla vahşi kapitalizmin birey üstündeki etkisiydi.

SEZONUN SON ÜÇ OYUNU

Dönüşüm oyununu Kadıköy’deki Altkat Sanat Tiyatrosunda şu tarihlerde izleyebilirsiniz:
20 Mayıs Pazar Saat: 19.00
22 Mayıs Salı Saat: 20.30
31 Mayıs Perşembe Saat: 20.30

ÖNCEKİ HABER

CNN Türk’te kıyım sürüyor

SONRAKİ HABER

Pınar Aydınlar’ın avukatlarından suç duyurusu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...